07-06-2014, 04:40 PM
Uzun yıllar önce Devlet Senfoni orkestrası Erzurum’a konser vermeye gelmiş. Ancak orkestra gelmeden önce salonu doldurabilmek için, zamanın valisi özel idare müdürüne tüm muhtarları toplayıp konsere getirmesi hususunda talimat vermiş.
Konser günü gelmiş, salon ağzına kadar dolu, konser başlamış, orkestra çaldıkça salonda çıt çıkmadan konser dinleniyor. Bir ara orkestra ara vermiş. Salon yavaş yavaş boşalınca orkestra şefi yaşlı bir dadaşın yanına yaklaşmış ve aralarında şu konuşma geçmiş:
-"Beyefendi konserimizi beğendiniz mi?"
Siniri tepesinde çıkmış olan yaşlı dadaş;
-"Ne beğenmesi begefendi? Erzurum, Erzurum olali, Urus getdığından bu yana bele bir zulum görmedim."
Konser günü gelmiş, salon ağzına kadar dolu, konser başlamış, orkestra çaldıkça salonda çıt çıkmadan konser dinleniyor. Bir ara orkestra ara vermiş. Salon yavaş yavaş boşalınca orkestra şefi yaşlı bir dadaşın yanına yaklaşmış ve aralarında şu konuşma geçmiş:
-"Beyefendi konserimizi beğendiniz mi?"
Siniri tepesinde çıkmış olan yaşlı dadaş;
-"Ne beğenmesi begefendi? Erzurum, Erzurum olali, Urus getdığından bu yana bele bir zulum görmedim."
Okyanusta batan gemidir yalnızlık,
Çok derinlerdedir gücün yetmez onu oradan çıkarmaya.
Kaybolup gider daha sonra.
Kendi kendine konuşmaktır yalnızlık...
Belkide en iyi tarafıdır bu
Kendini sorgularsın, bir kez olsun çekersin köşeye nefsini hayatı anlamaya çalışırsın.
Çok derinlerdedir gücün yetmez onu oradan çıkarmaya.
Kaybolup gider daha sonra.
Kendi kendine konuşmaktır yalnızlık...
Belkide en iyi tarafıdır bu
Kendini sorgularsın, bir kez olsun çekersin köşeye nefsini hayatı anlamaya çalışırsın.