Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Abdurrahim Şerif Beygu (1893-1944)
#1
Abdurrahim Şerif Beygu (1893-1944)

"Abdurrahman Gazi" ismi Erzurum'da büyük izler bırakmıştır. Şehitlik ve gazilik mertebesine erişmiş bir insan olduğu için O'nun manevi şahsiyeti Erzurumluların daima gönlünde yaşamış, yüce tutulan kişiliği de Erzurum'da izler bırakmıştır. Halk arasında söylenen menkıbeleri de kuşaklar arasında aktarılma yoluyla zamanımıza kadar gelmiştir.
Halk arasında rivayet şöyledir:

Palandöken Dağı'nın üst yamaçlarında türbesi bulunan ve bir ziyaretgah yeri olan Abdurrahman Gazi'nin Hazreti Peygamber'in sancaktarı olduğu halk arasında yaygındır.

Hazreti Peygamber'in İslam Orduları Erzurum'u fethederken, Sancaktarı Abdurrahman Gazi'nin kellesi bir düşman kılıcı ile koparılır ve yere düşer. Kellesini koltuğuna alan Abdurrahman Gazi elinde bulunan islam'ın Sancağı'nı Palandöken'in en yüce noktasına dikmek üzere dağa yokuşa koşmaya başlar.

Kellesi koltuğunda, sancağı elinde olan Abdurrahman Gazi Palandöken Dağı'ndaki “Şığveler" Mevkii'ne gelince dağda bulunan çobanlar evvela dona kalırlar, sonra biri dayanamayıp;

Olaaa kafası koltuğunda hala koşuyor! diye bağırır.

Kem göz orada onu nazara getirir ve olduğu yerde düşer, kalır gazilik ve şehitlik rütbesiyle ruhunu teslim eder.

O, Palandöken'in "Şığveler" Tepesi denilen Sultan Sekisi yamaçlarında ruhunu teslim ederken O na kavuşmaya çalışan kardeşi de Türbe Deresi'nde aynı anda şahadete erişir. Her iki kardeş yöre halkı tarafından ruhlarını teslim ettikleri yerde defnedilir. Ve o tarihten sonra da Abdurrahman Gazi'nin Kabri Erzurum için büyük bir ziyaret merkezi olur.

Mezarının basında bayılanlara, şifa bulması için 'Yeşil Yaprak" verdiği söylentiler arasındadır.

Tarihi kaynaklara göre, Abdurrahman Gazi'nin Türbesi M. 1794 yılında Erzurum Valisi Yusuf Ziya Paşa'nın eşi Ayşe Hanım tarafından baştan yaptırılmışçasına onarılmıştır.

Abdurrahman Gazi'nin büyük bir ziyaretgah olduğunu gören Ahmet izzet Paşa 1797 tarihinde Müminler'in burada cemaatle namazlarım kılmaları için bir de cami yaptırmıştır. Cami ve Türbe bilahare ve yakın zamanda Erzurum Belediyesi'nce yeniden yaptırılmış ve restore edilmiştir.

Erzurum'a gelip, Abdurrahman Gazi'yi ziyaret etmeyenlerin bir daha Erzurum'a geleceği halk arasında yaygın bir rivayettir. Bilhassa memuriyeti dolayısıyla Erzurum'da görev yapanların ziyaretgahı olan Abdurrahman Gazi Palandöken Dağının Şığveler tepesinde mülkün sahibi gibi bütün haşmetiyle Erzurum'u avucunun içinde tutmaktadır.

TARİHÇİLER NE DİYOR: Abdurrahman Gazimiz'in menkıbevi rivayeti böyledir ama tarihçiler O'nun Hazreti Peygamber'in Sancaktan veya Alemdarı olduğunda birleşememişlerdir.

"Anıtları ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi” adlı eserin müellifi İbrahim Hakkı Konyalı'nın aynı eserde tesbitleri şöyledir.

"... Eski Erzurum Salnamelerinde Harici Şehirde Şığveler Dağı eteğinde Peygamber'in büyük eshabından Abdurrahman Gazi Hazretleri medfundur" yazılıdır, (s. 369)

... Kanuni'nin ve Üçüncü Murad'ın Erzurum tarihinden sonraki bütün tapu ve Vakıf deflerlerine hakani defterlerde, evkaf tedavül, muhasebe, seri mahkeme kayıtlarında "Abdurrahman" adı o kayıtların tutuldukları zamanda halkın velilere verdikleri sıfatlar ve lakaplar kullanılmıştır. Seyit Abdurrahman Gazi, Seyit Aburrahman Dede, Seyit Abdurrahman Çelebi, Gazi Abdurrahman Çelebi gibi (s. 369).

... Tarihi araştırmalar ve belgelere göre Erzeni Rum IYAZ İBNİ GANEM tarafından muharebe yoluyla değil sulhen "Biad" yoluyla fethedilmiştir. lyaz ibni Ganem ile ErzenıRum'a gelen 11 eshap içinde Abdurrahman isminde kimse yoktur, (s. 371)

"... Şimdi yok olan Erzeni Rum "ERZEN'i" (Karaz Köyü'ndeki) fetheden islam Ordusu'nda bulunan iki Abdurrahman'dan birisi Halit İbni Veliden oğludur. Zehirlenerek öldürülmüştür ve kabri HAMÜS'tadır.

... Erzen Şehri'nin fatihi lyaz ibni Ganem'in kardeşi Abdurrahman ise Peygamberin zamanında İslamiyeti kabul etmiş Hicretin 78. yılında ŞAM'da ölmüştür, (s. 384)

... Eski ismi Abdülkab olan, İslamiyet'i kabul ettikten sonra, Peygamber'in Abdurrahman adını verdiği bir sere oğlu vardı. Ve BASRA'da otururdu... Hicretin 33. yılında SECİSTAN fethine memur edilmişti. Bu zat 42. Hicret yılında bir defa da bu tarafların fethine memur edildi, bu Savaşlarda kendisi ile beraber Hasanı Basri de bulunmuştu. Muaviye kendisini 46. Hicret yılında azletti ve Basra'ya döndü. 50 veya 51. Hicret yılın da Basra'da öldü. (s. 384)

"... Bir de Abdurrahman ibni RabiatülBahili vardır. Eshap arasında "Zinnur Abdurrahman" şeklinde anılıyordu. Bu da Hazreti Peygamberi idrak etmiştir.Yalnız hadisciler O'nun Peygamber’den hiç bir hadis nakletmediğini söylerler ki sohbetine nail olmamıştır. HAZAR beldelerinden Belencer'i fethederken öldürüldü. (s. 385)

SONUÇ: Tarihçiler Abdurrahman Gazinin sahabeden olmadığında, Erzurum'un fethindeki islam Orduları'nda böyle bir Abdurrahman’ın bulunmadığında belgesel bir kanıt bulamayabilirler.

Erzurum, tarihler boyunca muhtelif kavimlerin, muhtelif devletlerin istilasıyle zaman zaman el değiştirmiştir. Hangi savaşta olursa olsun uzun "Gaziliği" ve "Şehitliği" söz götürmez bir konudur.

Bu kadar ziyaretçiyi, bu kadar fatihayı Cenabı Hak elbette ki müstesna kullarına nasip etmiştir. Bizce, Abdurrahman Gazi Anadolu toprağına basılan Türk Mührünün Erzurum'daki sembolü ve Allah'ın bahtiyar bir mevtasıdır.
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping